- dağınık
- разбросанный, распыленный, раздробленный
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
dağınık — sf., ğı 1) Geniş bir alana yayılmış olan 2) Bir arada olmayan, birbiriyle bağlantısız 3) Düzeni bozuk, düzensiz, karışık Kadın yatağın içinde saçları dağınık, dimdik oturuyordu. P. Safa 4) Hoş görünmeyen, uyumsuz Bağırarak konuşmaktan hoşlanmaz,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Dağınık, Emirdağ — Village Country Turkey Province … Wikipedia
dağınık gözenek — is., ği Ağaç başkesitindeki gözeneklerin dengeli düzende dağılım gösterme durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
dağınık ışık — is., ğı, sin., TV Bir sahnenin genel olarak aydınlanmasını sağlayan veya sahnenin aydınlanma derecesini artırmakta kullanılan ışık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ganımın içi gibi — dağınık … Beypazari ağzindan sözcükler
garman gurtarış — dağınık … Beypazari ağzindan sözcükler
salık — dağınık … Beypazari ağzindan sözcükler
sappul suppul — dağınık … Beypazari ağzindan sözcükler
derleyip toplamak (veya toparlamak) — dağınık olan şeyleri bir araya getirip düzenlemek, düzene sokmak Söylediklerini derleyip toparlamak, bir sonuca varmak işi okuyucusuna düşüyor. N. Cumalı Selim çekinerek girdi. Filiz dikişini derleyip topladı, yer gösterdi. O. Rifat … Çağatay Osmanlı Sözlük
pilav gibi — dağınık (ev, dolap, masa) … Çağatay Osmanlı Sözlük
orasına burasına — dağınık olarak, gelişigüzel bir biçimde … Çağatay Osmanlı Sözlük